29 Mart 2011 Salı

otobüs gergindir.

eve dönüyordum, otobüste, elimde koskoca ve simsiyah bir ağır torba sırtımda da çantam, sıkıcı, bunaltıcı, tıklım tıkış değil ama kalabalık denebilir ve hemen yanımda temiz yüzlü ve üniformalı bir polis var. (neyse ki otobüse binince telsizini kapatmıştı.)

-şoför bey, bu ne ya, bayılcam şimdi, şu fanı kapatır mısınız lütfen?!

(arka koltuklardan birinden gergin bir kadın sesi. “fan” sözcüğünü kullanmış olması tuhaf geldi. kısa bir sessizlikten sonra...

-biriniz seslenebilir mi şoföre, beni duyamıyor, bayan olduğum için...

(yine gergin, rahatsız edici bir ses. “bayan olduğun için?” diye cevap verdim sessizce. duymadı beni. beni duymayışının cinsiyetimle alakası yoktu.

-soför bey lütfen... radyatörü... kapatabilir mi... biri seslense...... (fade-out)

(bir adam sesi. tedirgin. kadının ortaya attığı bu saçma görevi üstlenmiş olduğu için gergin.)

radyatör ya da kalorifer ya da fan ya da belki biri soba der ona, her ne sikimse, kapandı. kadın homurdanmaya devam ediyordu. bayılmak. fenalık. çünkü. vesaire. kadın sessizleşti git gide. otobüs serinledi.

yanlışlıkla polisin ayağına bastım. “pardon” dedim.

gergin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder